Archive for Sağlık Haberleri

Aile hekimine gitmeyene uyarı!

Aile hekimine gitmeyen nüfusa ulaşmak amacıyla harekete geçen Sağlık Bakanlığı, başvuru yapmayan aile reislerine mektup gönderecek.

Sağlık Bakanlığı aile hekimine gitmeyen nüfusa ulaşmak amacıyla harekete geçti.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun imzasıyla aile hekimine hiç gitmediği tespit edilen hanelere mektup gönderilerek, vatandaşın bir sağlık sorunuyla karşılaştığında önce aile hekimine gitmesi sağlanacak.

Mektupta, şu ifadeler yer aldı:

”Tüm çabalarınıza rağmen herhangi bir sağlık sorununuz ortaya çıktığında öncelikli olarak aile hekiminize müracaat etmeniz, sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde ve en kısa zamanda yararlanılmasını sağlayacaktır. Unutmayınız ki aile hekiminiz sizlerin sağlığını korumak ve geliştirmek üzere görevlendirilmiştir ve önceliği sizin sağlığınız için en doğru olanı yapmaktır. Aile hekimine güvenebilirsiniz. Sağlıklı yaşam önerileri ve gerektiğinde ileri tedavi gerektiren hastalıklarımızın en kısa sürede tedavi edilebilmesi için aile hekiminiz ile tanışmanız sizin ve aileniz için önemlidir”

”Bir tıkla” aile hekiminizi öğrenin

Aile hekimini bilmeyen vatandaşlar için de mektupta, ”bir tıkla aile hekiminizi öğrenin” bilgisi yer alıyor. Buna göre mektupta vatandaşların kimlik numarasıyla ”http://sbu.saglik.gov.tr/sbahbs/” internet adresinden aile hekiminin kim olduğu, adresi ve telefon numarası bilgilerine ulaşabileceği belirtiliyor.

Yüzde 25’in üzerinde bir nüfus aile hekimine başvurmadı

Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Ömer Tontuş, şunları kaydetti:

”Örneğin bir şeker hastasının ilaçlarının yenilenmesi gerekiyorsa, bunun raporları varsa hastaneye gidip kuyruk beklemelerine veya hastaneden randevu alıp orada saatlerce oyalanmalarına gerek yok. Bu ilaçlarını kendilerine çok yakın bir şekilde konuşlanmış aile hekimleri rahatlıkla yazacaktır. Sağlıkla ilgili problemlerin en kısa sürede çözülmesi için doğru adım, bir sıkıntınız olduğunda doğrudan sizin kayıtlarınızın olduğu aile hekimine müracaatınızdır. Aile hekimini kullanmayan nüfus yüzde 25’in üzerinde, bu nüfus bir defa olsun aile hekimlerine uğramadılar. Bu nüfusa ulaşmak istiyoruz, ‘sağlıkla ilgili bir sıkıntı olduğunda önce aile hekimine uğrayın’ diyoruz. Bu her konuda olabilir aşı olabilir, danışmak istedikleri bir şey olabilir, kilo vermeye çalışıyordur veya sigara bırakmaya çalışıyordur, hiç hastane koridorlarında gezmelerine gerek yok. Aile hekimleri yeterli eğitimi aldılar.”

İleri tetkik gerekiyorsa, aile hekimi randevu alacak

Aile hekimlerini kullanmadığı tespit edilen aile reislerine, Pazartesi gününden itibaren mektupların postalanacağını bildiren Tontuş, ”Şunu tespit ettik ki ailede anne- baba aile hekimini kullanmıyorsa zaten çocukları da gitmiyor. Biz burada hane reislerini, anne ve babayı doğrudan teşvik edebilirsek, çocuklar da aile hekimlerini kullanacaktır” şeklinde konuştu.

Tontuş, vatandaşın aile hekimlerini ziyaret ederek sağlıkla ilgili herhangi bir problemleri varsa paylaşmaları gerektiğini, daha ileri bir tetkik gerekiyorsa da aile hekimi aracılığıyla hastaneden, ilgili doğru hekimden, daha kolay randevu alabileceğini belirtti.

 

Kaliteli ve orjinal levitra almak istiyorsanız tam adresindesiniz.Bunun yanı sıra maxman ürünlerinde kampanyalar mevcuttur.

O Alzheimer’ın ilacı!

Dr. Ömer Coşkun, akşam yatmadan önce içilecek bir bardak havuç suyu ile Alzheimer hastalığından korunabileceğini söyledi.

Son yılların modern hastalıklarından sayabilecek Alzheimer’ın Alman doktor Alzheimer tarafından ilk kez bir kadın hastası sayesinde ortaya çıktığını hatırlatan Dr. Coşkun, bu hastalığın günümüzde maliyeti en yüksek hastalıkları arasında kalp ve kanserden sonra üçüncü sırada yer aldığını belirtti.

Alzheimer hastalığının 65 yaş üzerindeki bireylerde yüzde 5 ila yüzde 10 oranında görüldüğüne dikkat çeken Coşkun, bu oranın 65 yaşından sonra gelen her 5 yılda ikiye katlanarak arttığını söyledi.Dr. Coşkun, en önemli belirtisinin günlük yaşamda işlevlerini etkileyecek düzeyde bellek kaybı olduğunu vurgulayarak, “Alzheimer hastaları, günlük yaşam işlevlerini yerine getirmekte zorluk çekerler. Bu hastalar bir süre sonra basit kelimeleri dahi akıllarına getirmekte zorluk yaşamaya başlarken, kişilik değişiklikleri gösterme ve alışılagelmiş işlerinden ve sorumluluklarından kaçma gibi eğilimlerde görülür. Genel olarak düşünme becerisinde güçlük, zaman ve mekanları karıştırma, karar vermekte güçlük çekme gibi durumlar Alzheimer’in en belirgin hastalık belirtilerinin başında gelmektedir” diye konuştu.

Dr. Ömer Coşkun, taze sıkılmış bir bardak havuç suyunun içine bir tatlı kaşığı zeytinyağı ilave edilerek akşam yatmadan önce içilmesi gerektiğini belirtti. Dr. Ömer Coşkun, “Bu formülün unutkanlığın çözümü için birebir. İkinci tavsiyem ise ceviz. Cevizin beyin sağlığı açısından takdire şayan bir yeri var. Haftada en az 2-3 defa kabuklu ceviz yemek hafızayı kuvvetlendirecektir” dedi.

Bakanlık 43 işletmeyi teşhir etti

Türkiye’nin ilk gemi hastanesi için tüm hazırlıklar tamamlandı. Önümüzdeki ay ihalesi yapılacak yüzen hastaneyle ilgili Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Fikir başbakanımızın. Özellikle Pakistan depremi ve Libya’da yaşanan olaylar nedeniyle vatandaşların Türkiye’ye nakli sırasında böyle bir ihtiyacın zorunluluğunu fark ettik” dedi.

2 HELİKOPTER PİSTİ YER ALACAK

Hastane, 24 saat hizmet verecek. 200 metre uzunluğunda olan yüzen hastanede 206 yatak, 10 acil poliklinik, 8 ameliyathane, 16 yoğun bakım ünitesi ve diyaliz merkezinin yanı sıra 2 helikopter pisti ve ambulans botlar yer alacak. Ayrıca 122’si sağlık, 35’i ise gemi personeli olmak üzere toplam 157 çalışan bulunacak. Türkiye’nin imajına ciddi katkı sağlayacak hastanenin maliyeti 100 milyon dolar olacak. İhale yapıldıktan sonra yatırımın 3 yılda tamamlanması planlanıyor.

“ORTADOĞU’YU TÜRKİYE’YE ÇEKMEMİZ LAZIM”

Müezzinoğlu, hedeflerinin Ortadoğu ve Balkanlar’ın yanı sıra komşu ülkelerdeki hastaları tedavi etmek olduğunu belirtti. Yüzen gemi hastanelerini önümüzdeki yıllarda artırmayı da planladıklarını söyleyen Müezzinoğlu, “2023 hedeflerimizin en önemli ayaklarından biri sağlık turizmi. Balkan ülkelerini, Ortadoğu’yu Türkiye’ye çekmemiz gerekiyor. Batı’da 100 bin dolara yapılan bir ameliyatı 50 bin dolara mal ederek para kazanıyoruz. Bu alandaki potansiyelimizin yüzde 20’sini kullanıyoruz. Önümüzdeki üç yılda oran 70-80’lere çıkacak. 2023 hedefimiz ise bunu yüzde 100’lere ulaştırmak” dedi.

SAHTE VE KAÇAK İLACA KARŞI TAKİP

Sabah’ın haberine göre; Geçen yıl İstanbul’da üretilen sahte ilaçları onkoloji merkezlerinde tedavi gören birçok kanser hastasının da kullandığının ortaya çıkması, bakanlığı harekete geçirdi. Uzun süredir üzerinde çalışılan İlaç Takip Sistemi (İTS) bu ay hayata geçiriliyor. Mehmet Müezzinoğlu, sistemin özellikle bugüne kadar hem vatandaşı hem de devleti mağdur edenlere karşı önemli bir işlevinin olacağını söyledi.

2 BİN 500 DOKTOR İÇİN TÜRKİYE’YE DÖNÜŞ İMZADA

Yurtdışında konusunda önemli çalışmalara imza atmış 2 bin 500 doktor bulunduğunu belirten Bakan Mehmet Müezzinoğlu şöyle konuştu: “Bu hekimlerimiz için yasa çıkardık. Şimdi cumhurbaşkanımızın onayında. 6 ay içinde başvuran hekimlerimiz mecburi hizmetten de muaf sayılarak ülkeye dönecek. Herkes için sağlığı geliştiren bir anlayışı merkeze oturttuk.”

Domuz gribi değil H3N2

Sağlık Bakanlığı yetkilileri, mevsim itibariyle grip hastalığının sıklıkla görülmeye başlandığını, ancak rahatsızlığın vatandaşı paniğe sevk eden domuz gribi (H1N1) değil, farklı bir virüs türü H3N2 olduğunu bildirdiler.

Bakanlıktan konuyla ilgili Hürriyet’e şu bilgi verildi:

“Grip, her yıl çok fazla insanın ciddi olarak hastalanmasına neden olan bir hastalık. Dünya genelinde mevsimsel ve yaygın olarak her yıl görülür. Türkiye’de insanları bu hastalıktan korumak amacıyla Bakanlığımızca özel programlar yürütülerek grip hastalığının tipleri, yaygınlığı ve etkisi izleniyor. Elde edilen göstergelere göre, 2013-2014 grip mevsimi içinde bulunduğumuz bu günlerinde gribin yoğunluğu artıyor. Bu nedenle öncelikle hasta kişiler ile yakın temastan kaçınılmalı. Grip benzeri bir hastalık geçirildiğinde evde istirahat edilmeli.

YÜZEYLERİ TEMİZLEYİN

Hastayken, hastalığı bulaştırmamak için mümkün olduğunca diğer insanlarla temas sınırlandırılmalı. Aksırma ve öksürme esnasında burun ve ağız kağıt mendille kapatılmalı ve kullanılan kağıt mendil çöp kutusuna atılmalı. Eller, sabun ve su ile sık sık yıkanmalı. Bulaşma yollarından olan ağız, burun ve gözlere kirli ellerle temas etmekten kaçınılmalı. Yüzeyler sık sık temizlenmeli. Risk gruplarına grip aşısı uygulanmalı.

ASPİRİN KULLANAN ÇOCUKLAR RİSK ALTINDA

Sağlık çalışanları, 65 yaş ve üzerindeki kişiler, yaşlı bakımevi ve huzurevinde kalan kişiler, astım dahil kronik akciğer ve kalp-damar sistemi hastalığı olanlar, şeker hastaları, kronik böbrek yetmezliği olanlar, kan hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar. 6 ay – 18 yaş arasında olup uzun süreli aspirin kullananlar daha çok risk altında bulunuyor.

ANTİBİYOTİK KULLANMAYIN

Antibiyotikler gribi tedavi etmezler bu nedenle hekim tavsiyesi dışında antibiyotik kullanılmamalı. Mevsimsel grip hastalığının yoğunlaştığı bugünlerde gripten korunmada yeterli ve dengeli beslenme ile yeterli istirahatin önemi de unutulmamalı.”

Ananas mucizesi!

Ananasta bulunan bromelain, sindirim bozukluğundan kansere kadar birçok rahatsızlığı tedavi ediyor. Araştırmalara göre; yara ve çürükleri iyileştirip kalp-damar hastalıklarına da iyi geliyor

Pankreasın salgıladığı enzimleri içeren ürünler; inflamatuar (iltihaplanma) hastalıkların yanı sıra sindirim bozukluğundan kansere kadar birçok rahatsızlığın tedavisinde alternatif olarak kullanılıyor. Bunlar arasında en çok kullanılanı; bromelain adlı bir tiol proteazdır. Bromelain, ananasta bulunan beş tane enzimin oluşturduğu bir karışımdır. Bromelain çoğu kez ananasın sapında bulunur. ‘Sap bromelain’in ana bileşeni, hücre zarının yapı taşlarından biri olan glikoproteindir.

VÜCUTTAN ATILIYOR

Bromelainin başlıca kullanım alanı gıda endüstrisidir. Bromelain de, papaya bitkisinden elde edilen bir enzim olan papain gibi serbest enzimatik maddeler içerir ve ısıya karşı dirençlidir. Ancak PH değerine bağlı olarak 60-80 derece sıcaklıkta özelliğini kaybeder. Araştırmalar; ağızdan alınan bromelainin büyük ölçüde emildiğini gösteriyor. Bromelainin hemen hemen yüzde 40’ı bozulmadan bağırsak mukozasından geçebilir ve biyolojik olarak kullanılabilir. Bir çalışma; bromelainin yarısının vücuttan altı ile dokuz saat civarında atıldığını gösteriyor.

KANI SULANDIRIYOR

Bromelain içeren kremler ve merhemler; cilde uygulandığında yara ve yanıklardan oluşan izlerin yok edilmesine yardımcı oluyor. Bromelain, en çok enflamasyon tedavisi, spor yaralanmaları ve çürükler gibi yumuşak doku hasarlarının tedavisinde kullanılıyor. Bromelain, kan sulandırıcı bir madde olan fibrin yıkımını kolaylaştırıldığı için kalp-damar ve dolaşım sistemleriyle ilgili rahatsızlıkların tedavisinde de etkili oluyor. Bromelainin; kanser hastalıklarında kinin azalması, fibrin yıkılması, trombosit kümeleşmesinin azalması, bağışıklık sisteminin modülasyonu, hücre yüzeyindeki proteinlerin değiştirilmesi gibi alanlarda da aktif rol oynadığı iddia ediliyor.

ÖDEMİ AZALTIYOR

Beyin tümörleri üzerinde yapılan çalışmalarda; bromelainin ödemi azalttığı ve nüksetme süresini uzattığı görülmüştür. Pankreas başı kanserlerinde ise enzimatik olarak sindirim sistemini rahatlattığı biliniyor. Ayrıca son zamanlarda fareler üzerinde yapılan çalışmalarda; kolon kanseri ve polip oluşumunu önleyici etkisi olduğu gözlenmiştir.

KANSERİN YAYILMASINI ÖNLER

Kolajen bağ dokusu, tümör saldırısına karşı bir bariyer oluşturur. Bu sayede kolajen yıkımına sebep olan bir enzim, böyle bir saldırıyı ilerletebilir. Ancak tümör bölgesinden kanserli hücrelerin yayılmasına olanak verecek şekilde hücrelerin alt zarı hasar görmedikçe, metastaz ortaya çıkmaz. Bromelain, kanserin önlenmesinde etkili olsa da, insanlar üzerinde yapılmış deneme bulunmamaktadır. Ancak metastaz ortaya çıkarsa, bromelain hızla yayılmasına neden olur.

BROMELAIN SOLUNUM ALERJİLERİNİ TETİKLER

Bromelain; ağız ve solunum yoluyla verildiğinde yüksek bir alerjik potansiyele sahiptir; hem doğrudan, hem de zamanla solunum alerjilerini tetikleyebilir. Bu maddenin; meşrubat, tekstil, kozmetik ve tıbbi endüstrilerde görülen mesleki astımla bağlantılı olduğu belirtiliyor. Bromelain, yüksek derecede alerji yapıcı potansiyele sahiptir. İnsanlarda özellikle tedavi esnasında veya korunma amaçlı olarak kullanım için güvenli oral dozaj tespit edilememiştir.

Grip salgını var mı?

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, son günlerde basında çıkan H3N2 virüsü haberlerinin gerçeği yansıtmadığını, bu aylarda grip salgını yaşandığını, vatandaşın panik yapmaması gerektiğini söyledi.

Müezzinoğlu, vatandaşları sulu gıdalar tüketmesi konusunda da uyardı. Ekim ve Kasım ayından itibaren Mart sonuna kadar mevsimsel grip salgınlarının yaşandığının altını çizen Bakan Müezzinoğlu, “Her sene olduğu gibi bu sene de bugünlerde bir grip piki yaşıyoruz. Yaşanan grip pikinde herhangi bir olağanüstü sıkıntı söz konusu değil. Vatandaşlarımızın panik yapmamasını arzu ediyorum. Olabildiğince sulu gıdalar alması, temiz havada dikkatli bir şekilde olmalarını istiyoruz. Üşütmemelerini, kalabalık ortamlarda dikkatli olmalarını istiyoruz. Öğrencilerimizin okula, çalışanlarımızın işlerine ’sakın gitmeyin salgın var’ gibi bir cümleyi asla şu anda söyleyecek bir durum söz konusu değil. Öğrencilerimiz okula, çalışanlarımız işlerine devam edecek. Rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın da 3 gün istirahat ederek bol sulu gıdalar almasını ve hekiminin tavsiyelerine uymasını öneriyorum. Şu anda herhangi bir salgın söz konusu değil, her yıl karşılaştığımız olan durumlardan biri” şeklinde konuştu.

“HASTANELERDE KIŞ AYLARINDA YOĞUNLUK HER SENE VAR”

Bir gazetecinin hastanelerde yoğunlukla ilgili sorusu üzerine Bakan Müezzinoğlu, “Mevsim gereği hastanelerde bu aylarda yoğunluk söz konusu. Her yıl yaşanan yoğunluğun dışında bir yoğunluk yaşanması söz konusu değil. Biraz da toplumsal duyarlılık artınca yoğunluk da artıyor. Bir an önce hekime gideyim değil de bir an önce dikkatli olayım bol sulu gıdalar alayım, üşütmeyeyim koşullarına birazcık daha dikkat edilmeli” dedi.

H3N2 virüsünü onlarla yenin!

Çok sayıda insanı yataklara düşürüp ateş ve halsizliğe neden olan H3N2 virüsü mevsimsel grip hastalığı olarak biliniyor. Virüs, girdiği vücudu mikroplara karşı savunmasız halde bırakıyor.

Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, antibiyotik kullanmadan H3N2 virüsünü yenmek için adaçayı, ıhlamur, zencefil, karabiber ve karanfil çaylarının tüketilmesinin yararlı olacağını belirtiyor.

Hastanelerin dolup taşmasına neden olan H3N2 virüsüne karşı bitkilerin gücünden faydalanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Erdem Yeşilada, “Doğal 5 savaşçı yardımıyla H3N2 virüsünü yenebilirsiniz. ” diyor.

Ihlamur

Grip denilince ilk olarak aklımıza gelen bitkilerden biri de “ıhlamur” dur. Yapılan çalışmalarda ıhlamur içerisindeki bileşenlerden bazılarının (flavonoit) iltihap giderici ve ağrı kesici etki gösterirken, bazı bileşenlerin (müsilaj) de boğazı yumuşatması neticesi boğazda tahrişi önlediği ve bu suretle soğuk algınlığı şikayetlerinin hafifletilmesinde tedaviye yardımcı olduğu görülmüştür.

Adaçayı

Ağız ve boğaz iltihaplarında etkili olduğu bilinen bir başka bitki ise “adaçayı”dır. Özellikle bitkinin içerdiği uçucu bileşenlerin ağız ve boğaz iltihaplarında (farenjit, jinjivit gibi) yararlı olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla çay şeklinde (kesinlikle kaynatılmadan) adaçayı ile hazırlanan gargaranın bu amaçla kullanılması önerilmektedir.

Zencefil

Soğuk algınlığı ve gribin önlenmesi ve tedavisinde yararlı olacak bu iki bitkinin yanı sıra zencefil rizomlarının yararları, beklenen etkinin desteklenmesi bakımından önemlidir. Bilimsel çalışmalar zencefil içerisindeki bazı bileşenlerin (gingerol, şogaol) kuvvetli iltihap giderici etkisi bulunduğunu ortaya koymaktadır.

Karanfil

İçerisinde bulunan uçucu özellikteki öjenol, ağız ve boğaz mukozası yangılarında yangı giderici; bakteri, mikromantar veya virüslerin yol açtığı ağız ve boğaz enfeksiyonlarında antiseptik olarak ve ağrı hissini hafifletici etkisi söz konusudur. Bu nedenle, özellikle öjenol taşıyan Seylan tarçını kabuğu ile birlikte mikroorganizmalar üzerinde etkisi nedeniyle soğuk algınlığında çay olarak içilmesi ya da yoğun derişimli çayının (%5-10) gargara olarak uygulanması yararlıdır. Yapılan bilimsel çalışmalarda uçucu yağının antibiyotiklerin etkinliğini artırdığı gösterilmiştir.

Karabiber

Top ve toz formlarındaki karabiber meyveleri ile hazırlanan çayın gargara şeklinde boğaz enfeksiyonlarında yararlı olduğu bilinmektedir. Bilhassa boğazda soğuk algınlığı belirtilerinin ilk hissedildiği süreçte uygulanması durumunda daha etkili olabilmektedir. Ayrıca yürütülen çalışmalarda bağışıklık sistemini düzenleyici, yangıyı ve spazmları giderici, kanserleşmeyi önleyici etkileri bildirilmektedir. Karabiber meyvesinin bileşenlerinden biri olan piperinin biyolojik etkileri son yıllarda dikkat çekmektedir.